van escort,
diyarbakır escort,
hatay escort,
iskenderun escort

Unutturulan Kültürümüz Doğal Yaşam Kültürü(7)

Bizlere unutturulan kültürlerimizden biri de “Doğal Yaşam Kültürü”dür

Unutturulan Kültürümüz Doğal Yaşam Kültürü(7)
14 Mayıs 2018 - 05:00









Bizlere unutturulan kültürlerimizden biri de “Doğal Yaşam Kültürü”dür.
Yerel kültürlerdeki, çeşitlerin ve doğayla barışık geleneksel tarımsal yöntemlerin geliştirilmesi bizim toplumsal bir sorumluluğumuzdur.

GDO’ya Hayır Platformu bileşeni çiftçiler, tüketiciler, bilim insanları ve ekoloji örgütleri GDO’suz bir Türkiye ve dünya için direnmeye devam edeceğimizi bildiririz dememiz gereklidir.

Son yıllarda GDO(Genetiği Değiştirilmiş Organizma) tehlikesinin farkına varan demokratik kitle örgütleri GDO’ya Hayır Platformu adı altında faaliyet göstermeye başladı. Seksenden fazla kurumsal üyesiyle çevre, ekoloji, biyo çeşitlilik, insan ve hayvan sağlığını koruma mücadelesi, bilgilendirme ve bilinçlendirme çalışmaları yılmadan sürdürülmekte. Bu kapsamda ‘Canavar Balon’ ve ‘Gıda Tohum Haktır – GDO’ya Hayır’ isminde iki kampanya, sayısız basın açıklaması, toplantı ve gösteriler yapıldı.

‘Tohumculuk Hakkında Yasa’, ‘UPOV Sözleşmesi’ gibi çiftçi ve tüketici haklarını ihlal eden kanun ve sözleşmeler hakkında raporlandırma çalışmaları yapılmış olup bu konularda kamuoyunun dikkati tohum ve gıda geleceğimiz üzerine odaklanmıştır. Bu hususta, bileşeni olan çiftçi örgütleriyle birlikte uluslararası çiftçi ağlarıyla sağladığı eşgüdüm doğrultusunda, toplumun kendi gıdası üzerinde tam egemenliğini sağlaması gerektiği benimsenmiş, doğayla uyumlu ve toplumun sağlığını bozmayan tarımsal sistemlerin önemi üzerinde hassasiyetle durulmaktadır.

GDO’ya Hayır Platformu, kamuoyunda bilinir, raporlarıyla saygınlığını göstermiş bir demokratik kitle örgütü haline geldi.

2010 yılında GDO karşıtı mücadele ise yeni bir evreye girdi. Türkiye’de 2010 yılında Biyogüvenlik Yasası yayınlandı. Bu yasanın ardından, Türkiye’de GDO’lu tohumların kullanımı ve GDO’ya dayalı bitkisel üretimi yasaklandı. Buna karşılık, GDO’lu gıdaların ülkemize girişi ise hızlandı. Özellikle hayvansal yem ihtiyacını karşılamak bahanesiyle bu ithalatlarda son bir yılda önemli bir artış olduğunu söylemek mümkündür. Biyogüvenlik Kurulu 3 GDO’lu hayvan yemine izin verdi.

Gündeme gelen 13 GDO’lu yem ise ithalat izni almak için Kurul’un gündeminde beklemekte. GDO lobileri uzun yıllardır tarımsal sistemlerimizi esir almak sureti ile Türkiye’yi GDO’lu tarımsal bir yapı içine sürükledi. Bunun sonucunda Türkiye’nin tam ithalatçı olduğu bir tarımsal sistem doğdu. Bu yaşanan dönüşüm ile bugün mücadele etmek sadece GDO karşıtlarının sorumluluğu değildir. Bu süreçte biyolojik çeşitliliğin önemini kavrayan, çocuklarının ve kendilerinin gıda egemenliğini güvence altına almak isteyen halkımızın üzerine büyük sorumluluk düşmekte.

Şirketlerin, Biyogüvenlik Kurulu üzerinde meydana getirdiği baskı ve yönlendirme ile Türkiye tarımının geleceği ve gıdalarımızla oynamasına şiddetle karşıyız. Yasanın kabul edildiği günden bu yana şirketlerin ithal ettiği GDO’lu ürünlerin etiketlenme zorunluluğu olduğu halde bu zorunluluk yerine getirilmemekte. Ülkemize soktukları GDO’lu ürünlerin hangi alanlarda kullanıldığını denetleme ve takip sorumluluğu bulunan Bakanlık ve şirketler bu sorumluluğu yerine getirmemekte adeta yerine getirmemek için ısrar etmektedir. Aslında bu tür sorumsuzluğun hem idari hem de cezai yaptırımları var. Bu sorumluluğu yerine getirmeyenler, hem yargı önünde hem de toplumsal vicdanlarımız huzurunda hesap vermek zorundadır. Önümüzdeki günlerde GDO’lu ürün ithalatının giderek artacağını şimdiden söylemek mümkündür. Bu şekilde geleneksel beslenme alışkanlıklarımız ve tarım kültürümüz değişmekte ve iğdiş edilmektedir.

Tüketimde endüstriyel tarzların egemen olduğu gıda sistemleri toplum sağlığını bozduğu gibi tek tip insan ve tek tip bir toplumun doğmasına neden olmaktadır. Biz bu tek tip yaşam alışkanlıklarına karşı toplumsal ve biyolojik çeşitliliği savunmaya devam edeceğiz.

Yerel kültürlerin, çeşitlerin ve doğayla barışık geleneksel tarımsal yöntemlerin geliştirilmesi bizim toplumsal sorumluluğumuzdur. GDO’ya Hayır Platformu bileşeni çiftçiler, tüketiciler, bilim insanları ve ekoloji örgütleri GDO’suz bir Türkiye ve dünya için direnmeye devam etmek için elele vermemiz ve elimizi taşın altına hep beraber koymamız gereklidir.

Kalın sağlıcakla..

Mustafa Hamdullah ERGİN

 hamdullahergin@gmail.com

GEYVE GÜNDEM

 

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum