Sonradan Gurme'ler

Son zamanlarda yemeğe olan ilgi epey arttı.

Bir yere yemeğe giden gençler, çiftler, aileler fotoğraflarını çekip, sosyal medyada paylaşıyorlar. Bir de övgüler var ki, sanki gurme. Şu mekandaydım, şu yemeği yedik ki mükemmeldi. Yok Antep yöresinin mutfağıymiş, yok Konya yöresinin mutfağıymış , kebap şöyle mükemmelmiş, baklavası böyle güzelmiş.

Tamam böyle mekanlar böye aşçılar tabi ki var. Fakat hangi mekana giderse gitsin yemeğin resmini çekiyor ve yayınlayıp, övgüler yazıyor.

Sonrada bir gidelim, bizde bakalım, bir yemek yiyip bu lezzetleri bizde tadalım diyorsunuz. Kebaplar geliyor, et baharatlarla terbiye edilmemiş olsa et tadı yok. Sonra hadi yedik, bir de tatlıyla sonlandıralım diyorsunuz. Antep fıstıklı, şerbetli mi baklavanız diyorsunuz. Evet beyfendi , tabiki hanımefendi. Biz mekanımıza öyle ete benzemeyen şeyleri sokmayız. İşte etimiz şurdaki yayla kuzularından falan... Hele baklavanın fıstıkları Antepten kendimiz getirdik. Bir de baklava yiyorsunuz, yeşil renkli bir malzeme var. İçinde de karışım yapılmış, bezelyeyi fıstıkla karıştırıp bir de mısır şerbetini döşemişler baklavaya. Adam bunu farkedemiyor.Bir de gurme gibi mekanıda yemekleri de övüyor. Yediğin içtiğin senin olsun, gördüklerini anlatsan yeter.

Tamam paran bol, araban lüks, çok da biliyorsun, kendine biraz çevre de yapmışsın .Gurmelik para ile lüks araba ile yapılmıyor.

Senden olsa olsa sonradan GURME olur.

Birde tv kanalları, herbirinde yemek programı, yemek yarışma programı... Bir de jüri var ki tadına bakıyor, beğenmiyor, sanırsınız ki hakikaten gurme. Yaşı daha 25, nasıl olduysa gurme.Doğuştan mı gurmesin yoksa sonradan Gurme misin?

Herhalde TV'de böyle programlar ucuza geliyor. İzleyen de var. Bu kadar işsizi olan ülkemizde epey TV izleyicisi vardır herhalde. İzleyici buluyorlar belki, ama Türk mutfağında yozlaşmayı körüklüyorlar.

Ben bir gurmeyim diyebilmeniz için, yenilebilir tüm malzemeleri tanımanız, bunların tadlarını, bir araya geldiklerinde ortaya çıkan lezzeti, pişirme tekniklerini, hazırlama ve sunumları, ürünün kaynağını, yöresin, ürünün yapısını bilmeniz gerekir.

Mesela kabak tatlısını yorumlayabilmeniz için sadece tatlının güzel görümü, sunumu yetmez. Sakaryanın kabağı mı, yoksa nerede yetiştiği belli olmayan kabak mı? Bunu anlıyamazsan kabak tatlısını yorumlayabilmen öyle ezbere olur.O zaman da gurme sanırsın kendini ama sonradan GURME olursun..

Dünyada dört temek tat vardır. Acı, tatlı, ekşi, tuzlu. Gurme olabilmek için önce bu temel tatları tanımaktan başlamak lazım. Sonrası uzunca bir zaman, sabırdikkat, inceleme, araştırma, emek işi.

Yok ben soğan yemem, yok sarımsak kokar, yok balıkla uğraşamam, işkembeyi miğdem kaldırmıyor, kuru fasulye gaz yapıyor. Istakozmuş, karidesmiş öyle böceklerden korkarım gibi yaklaşımların varsa zaten hiç niyet etme.

Kısacası gurmeliğin bir okulu yok, meslek değil. Damak tadını geliştirmek, damağın eğitilmesiyle , kişisel ilgi uğraş ve çalışmayla geliştirilebilecek bir özellik.

Sonradan gurmelere, her yediğini övenlere, her övülen yerde yemek yiyenlere duyrulur.

Ali ÇETİNKAYA