van escort,
diyarbakır escort,
hatay escort,
iskenderun escort

Osmanlı'da Türkçe

Osmanlıca diye bir Dil yoktur

Osmanlı'da Türkçe
29 Aralık 2016 - 14:15
Osmanlıca diye bir Dil yoktur. Bu daha önce defalarca yazıldı ve söylendi, Osmanlı İmparatorluğu döneminde, Halk arasında Konuşulan Türkçenin yanında;  Sarayda, Edebiyat çevreleri ve diğer yazışmalarda kullanılan, bol miktarda Arapça ve Farsçanın karışmış olduğu Türkçe vardır.

Burada 16 ıncı Asrın ortalarında, Tuna Boylarında görev yapan, Osmanlı(TÜRK) Askeri, ÂŞIK ÖKSÜZ’den, Bir



KOŞMA Aktarıyorum.

Misali cennettir evvel baharı.

Açılır kırmızı gülü Tuna’nın.

Öter Bülbülleri Leylü neharı.

Eser badi saba yeli Tuna’nın.

***                  ***

Turaba garkolmuş yerdedir yüzü.

Arzulayıp akar karadenizi.

Cemreler düştükçe sökülür buzu.

Ovalara çıkar seli Tuna’nın.

***                  ***

Öksüz Âşık Bunu böyle dedi mi?

İndi Ovalara bastı kademi.

Selamlamış Estergon’la  Budin’i.

Belgrad’a uğrar yolu Tuna’nın.

 

AYNI TARİHLERDE Malta muhasarası esnasında Bir LEVEND Olan, OĞUZ ALİ Den.

Mevlam sılaya gurbete.

Düşürdü bizi fırkate.

Malta Adasın almaya.

Eremedi elim demiş.

***                  ***

Oğuz Ali durmaz çağlar.

Âlem yasın tutmuş ağlar.

Han Süleyman Eydür Beyler.

Büküldü ya belim demiş.



( Ahmet Kabaklı TÜRK Edebiyatı, Cilt 2 s.464 ve 467.)

Yukarıda görüldüğü gibi; O devirde Halk  arasında kullanılan Dil; Bu Gün Kullandığımız Dilin Aynısı Olduğu Gibi; On İkinci Asır’da KARACAOĞLAN ve YUNUS EMRE Nin kullandığı dilin de aynısıdır.

 

Şimdi 17. Asrın Başları, 4. Murat zamanı, Şair, Tarihçi, Şehulislam YAHYA EFENDİ İle Çok Sivri Dilli; Bu yüzden Başını dördüncü MURAD’a  vermekten kurtaramayan ( Sultan Murat Onu çok sevmesine Rağmen) Şair NEFİ Arasında geçen bir HİCİV (Taşlama) Nakledelim:

YAHYA EFENDİ:

Şimdi Hayl-i Sühenveran içre, Nefi menendi varmı bir şair?

Sözleri <<SEB’A-İ MUALLAKA>> Dır. İmrül’kays, Kendi dir Kâfir.

 

ŞAİR NEFİ

Bize Kâfir demiş Müfti Efendi.

Tutalım ben diyem ana Müselman.

Varıldıkta Yarın ruz-u Cezaya.

Anda ikimizde çıkarız yalan



( Ahmet kabaklı Türk Edebiyatı.cilt.2. s.388)

 

Divan Edebiyatından bir örnek olan, Bu Taşlama da, Şair Nefi’nin Dörtlüğünde; %90 Türkçe Kökenli Kelimeler, Yahya Efendinin Sözlerinde ise; %70 Türkçe kökenli Yahut Türkçeleşmiş Kelimeler kullanılmıştır. (imrülkays İslam öncesi Arap yarımadasının en büyük şairidir. Seb’a-i Muallâka ise, KÂBE DUVARINA Asılan 7 Şiir demektir. Ayrı bir yazı konusu olabilir.)

küçük bir gayret ile, 1000 yıllık geçmişinizle yeniden kucaklaşmanın neresi kötüdür?..                                                                                          Fakat Tarihimiz ve Kültürümüzle  Bütünleşmekte Adaptasyon sorunu yaşayan Malum çevreler, Arap Harfleri üzerinden, Osmanlıya ve Geri Kalmışlığın Nedeni Olarak gördükleri İslam’a saldırmaktadırlar.

Halbuki, 1040 yılında; iki Türk Devleti Arasında Geçen; (Gazneli – Selçuklu) DANDANAKAN Savaşından Sonra Türklerin, İran Coğrafyasına, Kısa süre sonra da, Ortadoğu ve Anadolu ya Yayılması ile birlikte,  Arap Harfleri kullanılmaya Başlanmış, 1 Kasım 1928 Tarihine  kadar, Tüm Geçmişimiz Arap Harfleri ile yazılmıştır.



Arap Harflerinin geri getirilip, herkes için zorunlu olmasını zaten kimse istemez. Ama 1000 yıllık tarihi süreç içerisinde yazılan eserlerimizi de, yeni nesillerin öğrenmesi gerekir.



Divan Edebiyatından; BAKİ’yi, NEDİM’i, NEFİ’yi, Tanzimat’tan Cumhuriyet’e kadar, 90 yıllık süre içerisinde yetişmiş olan Onlarca Büyük Şair ve Yazarlarımızdan, Namık Kemal, Ziya Paşa, Şinasi, Yahya Kemal ve onlarcası; gençler tarafından tanınmamaktadır.



Ülkemizde onlarca İngilizce ve Başka dillerde Tedrisat yapan Okullar, Yüzlerce yabancı dil kursu vardır.  Ama kimse ne İngiliz nede Alman olmamıştır.

Turan Satılmış

 

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum