van escort,
diyarbakır escort,
hatay escort,
iskenderun escort

HALEP YANIYOR!

Bu yazımı ciğerimden kalemime kan çekerek yazıyorum, ey okuyucu! İliklerim donuyor

HALEP YANIYOR!
18 Aralık 2016 - 09:19
Bu yazımı ciğerimden kalemime kan çekerek yazıyorum, ey okuyucu!

İliklerim donuyor .! Nefessizim, çok nefessizim, ahh çocuk… Sizin minik vücudunuz yara, bere içindeyken, size el uzatamamak…

Oysa ki ‘ sizin minik bedeninizde yara bere, olmamalıydı, yüzünüze kan sıçramış, üstünüze bombalar yağmış.!

Ahh çocuk… Yazarken bile içim titriyor ve ben sizin o bir damla akan göz yaşınıza kurban olurum…

Halep… Ey Halep.! Saray’da Yezid olmak yerine Halep ‘de hunharca katledilen canlara Selam olsun .!

Kerbela’dan ne farkın kaldı ey Halep!

Allah’ın rahmeti, merhameti, adaleti üzerinize olsun…

Ey Halep! Varil bombalarıyla yanıyor, yiğitlerle süslediğin mezarlar.!

Halep… Ateşten libaslarla cellâtlara direnen şehir!

Cennete yürüyenlerle doldu şarkını gömdüğün topraklar….

Sırtlarında binlerce yılın yükünü ve kültürünü taşıyan bu coğrafyanın iki kenti şimdi birer savaş ve kırım alanı… Irak’ın Musul’u ve Suriye’nin Halep’i, şu anda insanlık trajedilerine sahne olmaktalar. Âşıkların yoluna düştüğü Bağdat da, hemen her gün bombalarla sarsılmakta. Bazılarının ” 1 ‘inci Dünya Savaşı Ortadoğu’da devam ediyor ” şeklinde değerlendirdiği bu felaketli durumun Türkiye’ye yansımaları da trajik boyutlarda…

Terörizmin aldığı canlar bir yanda, Suriyeli ve Iraklı sığınmacıların milyonlara ulaşan sayıları öte yanda, Türkiye’yi sıkıştırmaktalar. Birleşmiş Milletler yok Bu tabloda… Birleşmiş Milletler benzeri kuruluşların bölge insanlarına hiçbir olumlu katkısı yok.

1990’larda Sırpların Bosna’da sahnelediği soykırıma nasıl uluslararası camia seyirci kaldıysa, Suriye ve Irak’taki trajediler öyle izleniyor. Daha da kötüsü, Ortadoğu’yu paylaşmayı alışkanlık haline getiren güçler, kırımları gerçekleştirenleri silahlarla ve bombalarla besliyor.

İkinci Kurtuluş Savaşı, bir anlamda Türk’ün yeniden ateşle imtihanı yaşanmakta… Ya da Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın söylemi ile “İkinci Dünya Savaş’ındayız. Bu savaşı kaybetmemiz gibi bir ihtimal yok. Ankara’nın, İstanbul’un Halep’e, Musul’a benzemeleri gibi bir ihtimali düşünmemiz bile mümkün değil…!

Dört koldan üzerimize gelseler de milletin hakimiyeti’ne , ancak millet karar verir.! Bizi bölmeyi başaramayacaklar .!

 

Halep’te büyük bir katliam yaşanıyorken, Esed ve İran militanlarının eline binlerce Sünni kadın esir düşüyor. Esirleri ise tecavüz ve işkence bekliyor. Halep’ten gelen mektup, mesajlar vs, ise durumun geldiği son noktayı gösteriyor.. “Rabbim yardım et” diye sesler arşı- alaya yükseliyor…

Türkiye’nin girişimleriyle ateşkes sağlanmış, sivillerin tahliye edilmesi için koridor açılması istenmişti. Lakin olmadı. Sözünde duramadılar… Ateşkesi bozdular ve şu anda Halep’te katliam devam ediyor. Asıl mesele; Halep’te, tüm insanlık sınav veriyor…! ‘İnsanlık’ sınıfta kaldı, müslümanlar ise imanın en zayıf noktası olan buğz etmekle yetiniyor…! Maalesef…Halep yanıyor.

Ümmetin kadınları, kızları katillerin tecavüzüne uğruyor.! Çocuklar yetim, çocuklar aç, çocuklar ölüm ile karşılaşıyor… İnsanlık ölüm kalım savaşı veriyor..!

Efsane Sultan Nureddin Zengi’nin inşa ettiği ve yüzyıllarca şifa dağıtan Bimaristan/Hastaneler şimdi Halep halkına mezar oluyor. Dün kafirlerin bile, sığındığında eman içinde oldukları Kabe/Camilerde gerçek misafirleri eman bulamıyor.

Halep yanıyor. Allah’ın kılıcı Halid b. Velid’in komutasındaki sahabe (yıldız) ordusunun ümmete hediye ettiği bu şehir tarih boyunca Moğol istilaları dahil olmak üzere bütün meydan okumalar karşısında dimdik durdu, düşmana geçit vermedi.

Biz Halep halkının yiğitliğini Çanakkale’den biliriz. Hayatlarının baharında henüz genç bir fidan iken 6 binin yardan, yurttan, serden geçip de bizimle Osmanlı hilafeti yıkılmasın, Rasulüllah’ın 622’de Medine’de göndere çektiği İslam’ın sancağı inmesin diye, bizimle omuz omuza savaştıkları ve kanlarının kanlarımıza karıştığı Çanakkale’den biliriz. Bu eski Halep’in öyküsü… Zahir, çok eski de sayılmaz ya!!! Amma yeni Halep’in öyküsü yürek yakıyor.

Halep şimdi yanıyor. Yüreğimizi yakarak yanıyor. Ancak dost düşman şunu bilsin ki, Halep adı ve namı sonsuzluk anlamına gelen bir Velîd komutan tarafından fethedilmiştir; fatihinin adı ve namı gibi direnişi sonsuza dek sürecektir. Minareleri, kubbeleri yıkılsa da ezanlar ve tekbirler susturulamayacak, mihrapları, minberleri yakılsa da “Allah en büyüktür” kalpten sökülmedikçe Diz çökmeyecektir.!

O her metre karesi hikmetli adamlarca arşınlanmış iksir yüklü Eski Halep’i Yeni Halep’ten ayıran bir ilk yaşandı İslam’la şereflendiği günden bugüne, asırlardır ilk defa , soykırım endişesinden dolayı Cuma kılınmadı.

Ey Müslümanlar!

Şunca ömrümde ilk defa böyle bir aşağılanma ve zillete düçar olduğumu hissettim. İki milyara varan ümmetin ve toplamda sayıları 6 milyona varan silahlı kuvvetlerinin gözleri önünde soykırım endişesinden dolayı kardeşlerimiz cuma kılamadı. Biz “namaz müminin miracı, secde kulun Allah’a en yakın olduğu an” konulu, son derece edebi cümlelerle bezenmiş Miraç hutbesini dinlerken, Miraç ve secde makamı mabedlerimiz yıkıldı. Rus Kilisesi Papazları Halep’i yerle bir eden savaş uçakları….Gözümüzün önünde yitip giden İslam dünyası gerçekte aciz ve kötürüm bırakılan, muhasara altında olan Halep… Prangalarından kurtulmaya ahdetmiş ümmetimizin azmine “Rabbim” ümmetimize yaşlı, çocuk, kadınların ve kardeşlerimizin kanını yerde komayacak, kanlarımızı ve canlarımızı koruyacak olan erlerimize, başkomutanımıza acilen yardım etsin..

Halep’te artık sivillerin sığınabileceği bir yer kalmadı. Hafif yaralılar tedavi edilebiliyor. Ağır hastalar ise ölümle karşı karşıya. Esed güçlerine bir çok ülkeden destek veriliyor. Fırat Kalkanı Harekâtı kapsamında Halep’in kuzey kırsalında terör örgütü PKK/PYD operasyonu devam ediyor.. İslam ve Arap âleminin liderleri, Halep’te olan kanı, işlenen cinayetleri, zulüm ve işkenceyi engellemek için neden sessiz kalıyorlar? Bu konuda bir şeyler yapmak için çırpınan Türkiye’ye neden güç vermezler? Halep için bir şeyler yapmayan, katliama göz yuman, Suriye’den kaçan yüzbinlere kapılarını kapatan İslam ve Arap alemine vurdum duymazlarına günah olarak Halep yetecektir .!

Ey Din Kardeşlerim.!!!

Tüneller kazılıyor, sokak sokak, blok blok çatışmalar yaşanıyor, bir şehir kuşatma altına alınıyor, elektrik ve su kesiliyor, bir ekmek 10 liraya satılıyor. Yüzyılın en büyük şehir savaşlarından biri yaşanıyor. Hem de yanı başımızda, Halep’te.! Bunun ne kadar farkındayız? Sahi, Halep ne yana düşüyor? Haritada Halep’in yerini kaç kişi biliyor? Suriye savaşını ve işgalini kim, neyi, ne kadar biliyor…?

Halep’te akan kan yetecektir, Suriye’de; Hz. Halid’in, Hz. Ömer’in oğlunun mezarı, Habil’in mezarı, Hz. Yahya’nın mübarek başı, Selahaddini Eyyubi’nin mezarı, Hz. Bilal’in mezarı, Hz. Cafer’in mezarı, Dıhye’nin, Abdullah bin Ümmü Mektum’un mezarı, Ebu Derda’nın mezarı var. Hepsi Suriye’de. Daha adını söyleyemediğim binlerce mübarek insanın. Muhyiddin Arabi’nin mezarı buradadır. Binlerce sahabinin, tasavvuf büyüğünün, salih insanın, ilim erbabının vücutlarına mezar olan bu Suriye’dir.

Yüzbinlerce can-a katlediliyor. Müslümanlar olarak dünyanın yükünü bizler taşıyoruz. Aklımızın alamayacağı vahşetleri televizyon ekranlarında gördükçe kahroluyoruz. Daha geçen gün Halep’te son hastanede vuruldu. Ümmetin bu karanlık ve zor günleri geride bırakması için hem fiili ve kavli duada bulunalım.

Bu ülkede çaba gösteren maalesef sadece Türkiye’dir..!

Satırlarımın sonuna gelirken Büyük Üstat” Sezai KARAKOÇ ‘un şiirden alıntı yapmak istiyorum… Sevgi Ey sevgili, Uzatma dünya sürgünümü benim, Ülkendeki kuşlardan ne haber vardır, Mezarlardan bile yükselen bir bahar vardır, Aşk celladından ne çıkar, Madem ki yâr vardır, Yoktan da, vardan da öte bir Var vardır. Hep suç bende değil, beni yakıp yıkan bir nazar vardır, O şarkıya özenip söylenecek mısralar vardır, Sakın kader deme, kaderin üstünde bir kader vardır, Ne yapsalar boş göklerden gelen bir karar vardır, Gün batsa ne olur geceyi onaran bir mimar vardır, Yanmışsam külümden yapılan bir hisar vardır, Yenilgi yenilgi büyüyen bir zafer vardır, Sırların sırrına ermek için sende anahtar, Göğsünden sürgününü geri çağıran bir damar vardır, Senden umut kesmem, kalbinde merhamet adlı bir çınar vardır, Sevgili, En sevgili Rabbim Hamd ediyorum İslam beldelerindeki fitneyi söndürsün ve akan kana, yapılan zulme son verdirsin diye Rabbime hamd ediyorum.

Rabbime hamd ediyorum, bize sabrın, bize direnmenin, bize Sebahattin değerini öğrettiği için Rabbim hamd ediyorum.

Rabbime hamd ediyorum, Müslümanlık ile yoğrulan bu yurdu müslümansız, ezansız, vatansız, bayraksız bırakma Allah’ım.

Rabbime hamd ediyorum, kötü ,kirli ,menfur, emelleri uğruna şehit kanları ile sulanan bu toprakları sen fitne -i fücur olan insanların gazabından koruduğun İçin.

Rabbime hamd ediyorum…

Hepinizi saygı ve sevgiyle selamlıyor, Allah Emanet Ediyorum.

Tuğba YEL

haep1

halep2

halep3

 

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum