Bir Yastıkta Kocamak
Aile bağları o kadar ağırdır ki taşımak için iki kişi gerekir, sonrasında ise meyveleri o meyve bizlere can olur aşk olur,hayat olur,nefes olur,su olur Onların tırnağının ucuna iğne batsa bizim canımı
01 Mart 2016 - 22:32
Aile bağları o kadar ağırdır ki taşımak için iki kişi gerekir, sonrasında ise meyveleri o meyve bizlere can olur aşk olur,hayat olur,nefes olur,su olur Onların tırnağının ucuna iğne batsa bizim canımız yanar....Sadece genel söylemler değil kişisel inançlarda devreye girmeli bu konuda ...insan hissetiğini yaşamalı Gerçekten birbirine bağlı bir çift için, gençliğin elden gidişi bir felaket olmamalı Birlikte ihtiyarlama tatlılığı, olmalı ..
“Seviyorum” demek isterken, birden ağzımızdan başka kelimeler dökülebiliyor. Onu gördüğümde şöyle sıkıca sarılıp, koklayacağım” derken, gördüğümüzde tam tersi davranabiliyoruz. Bu durum çocukların ezber davranışları gibi ve maalesef aşmak çok kolay olmuyor… Bunun üstesinden gelmek mümkün fakat sevgiyi ve ilgiyi öfkeyi gururu bırakmak bir kenara......
Ama unutulmaması gereken hayat gerçeklerinden biri, kırgınlık, öfke ve mutluluğun en büyük düşmanlarının başında gelmesi…Kırgınlığı ve öfkeyi geride bırakmak mümkün ama zor bir süreç… Değişim düşüncelerle alakalı… Değiştirmek denildiği zaman kişiliği değiştirmek gerektiği anlaşılıyor. Kadın ve erkek birbirlerinin kişiliklerini değiştiremezler, değiştirebilecekleri tek şey davranışları'dır....
Eğer kişi davranışlarını iradesiyle, aklıyla, mantığıyla uygun hale getirebilirse, mutluluğu yakalayabiliyor. Göz teması ve gönül teması kuracak ve dokunarak onu dinleyecek… Oysa karşılık beklemeden sevmek ve koşulsuzca sevgiyi göstermek gerekiyor. Bir de Sevgiyi anlatmak için öncelikle onu 5 duyu ile deneyimlemek ve yürekte hissetmek gerekiyor. Tüm bilgilerden, bilgelerden, öğrenilmişliklerden öte olan böylesi bir hissediş için, öncelikle insanın kendisini sevmesi, olduğu gibi kabul etmesi ve 5 duyu ile hayatı yaşaması önem taşıyor. Çünkü hayat yaşla değil, yaşamakla anlaşılıyor. Kendiliğinden ne iyi, ne de kötü olan hayata, seçimleriyle insan iyiliği de kötülüğü de katabiliyor. Bu nedenle " Mevlana’nın dediği gibi, sözde değil özde sevgiyi yaşamak."
Ve sevgiyi deneyimlemek için tene değil cana dokunmak, dışı değil içi sevmek gerekiyor. Endişe ve üzüntülerden kurtulmak için, önce 5 duyu ile an’a odaklanmak, Endişe ve üzüntü yarının sorunlarını değil, bugünün huzurunu yok ediyor,sözünü hatırlamak, sonra zihinde geçmişin ve geleceğin kapılarını kapatmak gerekiyor.Daha sonra sorunlarla başa çıkmak için kişinin kendisine Eğer sorunu çözemezsem karşılaşabileceğim en kötü durum ne olabilir?Sorusunu sorması gerekiyor en kötü durumu kabullenmek için kendisini hazırlaması, zihinsel olarak kabullenmiş olduğu en kötü durumu düzeltmeye çalışması ve kendini sürekli meşgul ederek üzüntüyü zihninden uzak tutmaya çalışması önem taşıyor. Evet bir yastıkta mutlu yaşlanmak ;tüm çiftlerin dileği ve hayalidir...!
Bu hayali gerçekleştirmek için her iki tarafın 'da özveri,saygı ,empati,ve sevgi olmazsa olmaz şartlarıdır....Kişi bu sorunların farkına varıp cesaretle ,aşkla,mûcadeleyle inançla en önemlisi sabırla bu sorunları ortadan kaldırabiliyor... Hissederek sevdiğiniz ve sevildiğiniz,yersiz yüklerden kurtulduğunuz bir yaşam diliyorum...
Tuğba YEL
“Seviyorum” demek isterken, birden ağzımızdan başka kelimeler dökülebiliyor. Onu gördüğümde şöyle sıkıca sarılıp, koklayacağım” derken, gördüğümüzde tam tersi davranabiliyoruz. Bu durum çocukların ezber davranışları gibi ve maalesef aşmak çok kolay olmuyor… Bunun üstesinden gelmek mümkün fakat sevgiyi ve ilgiyi öfkeyi gururu bırakmak bir kenara......
Ama unutulmaması gereken hayat gerçeklerinden biri, kırgınlık, öfke ve mutluluğun en büyük düşmanlarının başında gelmesi…Kırgınlığı ve öfkeyi geride bırakmak mümkün ama zor bir süreç… Değişim düşüncelerle alakalı… Değiştirmek denildiği zaman kişiliği değiştirmek gerektiği anlaşılıyor. Kadın ve erkek birbirlerinin kişiliklerini değiştiremezler, değiştirebilecekleri tek şey davranışları'dır....
Eğer kişi davranışlarını iradesiyle, aklıyla, mantığıyla uygun hale getirebilirse, mutluluğu yakalayabiliyor. Göz teması ve gönül teması kuracak ve dokunarak onu dinleyecek… Oysa karşılık beklemeden sevmek ve koşulsuzca sevgiyi göstermek gerekiyor. Bir de Sevgiyi anlatmak için öncelikle onu 5 duyu ile deneyimlemek ve yürekte hissetmek gerekiyor. Tüm bilgilerden, bilgelerden, öğrenilmişliklerden öte olan böylesi bir hissediş için, öncelikle insanın kendisini sevmesi, olduğu gibi kabul etmesi ve 5 duyu ile hayatı yaşaması önem taşıyor. Çünkü hayat yaşla değil, yaşamakla anlaşılıyor. Kendiliğinden ne iyi, ne de kötü olan hayata, seçimleriyle insan iyiliği de kötülüğü de katabiliyor. Bu nedenle " Mevlana’nın dediği gibi, sözde değil özde sevgiyi yaşamak."
Ve sevgiyi deneyimlemek için tene değil cana dokunmak, dışı değil içi sevmek gerekiyor. Endişe ve üzüntülerden kurtulmak için, önce 5 duyu ile an’a odaklanmak, Endişe ve üzüntü yarının sorunlarını değil, bugünün huzurunu yok ediyor,sözünü hatırlamak, sonra zihinde geçmişin ve geleceğin kapılarını kapatmak gerekiyor.Daha sonra sorunlarla başa çıkmak için kişinin kendisine Eğer sorunu çözemezsem karşılaşabileceğim en kötü durum ne olabilir?Sorusunu sorması gerekiyor en kötü durumu kabullenmek için kendisini hazırlaması, zihinsel olarak kabullenmiş olduğu en kötü durumu düzeltmeye çalışması ve kendini sürekli meşgul ederek üzüntüyü zihninden uzak tutmaya çalışması önem taşıyor. Evet bir yastıkta mutlu yaşlanmak ;tüm çiftlerin dileği ve hayalidir...!
Bu hayali gerçekleştirmek için her iki tarafın 'da özveri,saygı ,empati,ve sevgi olmazsa olmaz şartlarıdır....Kişi bu sorunların farkına varıp cesaretle ,aşkla,mûcadeleyle inançla en önemlisi sabırla bu sorunları ortadan kaldırabiliyor... Hissederek sevdiğiniz ve sevildiğiniz,yersiz yüklerden kurtulduğunuz bir yaşam diliyorum...
Tuğba YEL
FACEBOOK YORUMLAR