FOTOĞRAF çekermiş gibi düşünmek

Yurt dışında yapılan bir araştırmada çocuklarımızın görsel algılamalarının zayıf olduğunu gösterir sonuçlar ortaya koymuş.

Bu haberi okuduğumda çocuklara yönelik yaptığımız “İlk Adım Fotoğraf Atölyesi” çalışmamızın ne kadar önemli olduğunu bir kez daha anladık.

Sabah uyanmak nasip olduğu andan itibaren, hatta doğduğumuz andan itibaren aslında fotoğraf çekiyoruz.  Bunu hiç düşündünüz mü?

Her insan saniyede 25 kare fotoğraf çekiyor aslında. Hareketleri algılamamız ve görebilmemiz işte yaptığımız bu çekimler sayesinde oluyor.  Bunu hiç farkında olmadan yapıyoruz. Çevremizde olan hareketleri, olayları, güzellikleri ve çirkinlikleri fotoğraflıyoruz aslında ve farkında olmamız gerekir.

Bu farkındalık nasıl yerleştirilmeli beyinlerimize? Evet, hele günümüzde yaşadığımız ve daha da yaşayacağımız bunca hareket varken.

Ağaç yaşken eğilir. “Eğitim” küçük yaşlarda başlamalı. “Öğretim” nasılsa bir şekilde yapılıyor resmi ve özel kurumlarda. İntegral hesaplarını öğretmişlerdi bana. Ama hiç işime yaramadı hayatım boyunca. Ama “Eğitim” öylemi?

Küçük yaşlardan başlamalı “Eğitim”. Eğitim önce görsel olarak gerçekleşiyor. Görsel hafıza küçük çocuklarda 3-5 yaş arasında çok kuvvetli. Sonrasında okuma – yazma öğrenme yaşlarında da önemini sürdürüyor. İşte bu yaşlar çok önemli bir çocuğun çevresini algılaması. Önce çevresindeki cisimlerin farkına varmalı. Varmalı ki bunu bir yaşam tarzı haline getirsin ileri yaşlarında. Bu farkındalık onun kişilik gelişimine ve kendi düşüncelerini üretebilmesine faydalı olsun.

Bakmalı ve görmeli. Ama göre bilmesi için düşünmesi gerektiğinin bilincine varmalı. Bu bilince varması toplumun geleceği için nedenli önemli bunun farkında mıyız?

Bu yolda her aileye, öğretmene, kuruma, kuruluşlara vb. gerçek ve tüzel kişilere çok ama çok görev düşüyor.

Günümüzde neredeyse herkes fotoğraf çekiyor. Ama görebiliyorlar mı? Görmek için düşünmek lazım. İşte tam bu noktada “Fotografik bakış” önemini bir kez daha ortaya koyuyor. Çünkü bir fotoğrafı herkes aynı noktadan, ya da az farklılıkla çekebilir. Bu da fotoğrafı çekenlerin farklılığını ortaya koymaz. Farklı düşündüğünün bir belirteci değildir. Farklılık; farklı düşünmekten geçer. Farklı düşünmek farklı bakmayı sağlayacak ve toplumun da bu farklı düşünceyi görmesini, sonrada objektif olarak değerlendirmesine neden olacaktır.

Doğada her şey zıttı ile var. Hangisinin doğru olduğuna kişi kendi karar verir. Ama iyi görebilmesi tabii ki çok yönlü düşünmesini becerebiliyorsa.

Geyve’de yaptığımız çalışma sırasında kendi sokaklarında farkında olmadıkları ne çok şeyin farkına vardı çocuklarımız.  Ailelerden gelen dönütler ise son derece güzel. Eğitimimizin doğru olarak algılandığının kanıtı oldu bize. Bir ortama girdiklerinde önce etraflarını dikkatlice incelemelerinin ne kadar önemli olduğunu anlattık. Sizlerde devam ettirin.

Tabii ki bu gelişim bugünden yarına olamaz. Ama inanan birkaç kişiye zamanla katılımlar çoğalacak ve yeni neslimizi çok yönlü bakabilen düşünebilen ve görebilen bireyler haline getireceklerdir.

Sanatın hangi dalı olursa olsun, farklı düşünenlerin öne çıktığını inkâr etmek kimseye bir şey kazandırmayacaktır. Küçük yaşlarda sanatsal eğitim ve çalışmalar en az diğer dersleri kadar önemlidir.

Fotoğraf dolu günler dilerim…

 

A. N. Serdar AKYAY